[Kitap] Erkekleri Tavlama Günlüğü // Deniz Çalışkan RÖPORTAJ

01:29:00, BY Elsa Kitap -



DENİZ ÇALIŞKAN –ERKEKLERİ TAVLAMA GÜNLÜĞÜ


RÖPORTAJ





1-) Her röportaj da klasik olan soru ile başlayalım.
Deniz Çalışkan kimdir, günlük hayatında neler yapar?
Deniz kim? Kendini tanımayan biri değilim ama anlatamayanlardan olduğum doğrudur. Tam bir ev kızıyım sanırım, evde kalmak bazen çok dinlendirici; özellikle de üniversite de geçen yoğun bir yılın ardından. Kore dizileri, animeler ve filmler izlerim. Son zamanlar Yeşilçam’a da kafayı biraz taktım. Kitap okuduğum bir ara oluyor, tiryaki gibi sürekli okuyorum. Günlük bir kitap bitiyor ve bunlar 600 sayfadan aşağı olmuyor. Sonra duruluyorum ve kitaplar rafa kalkıyor. Filmler ve animeler başlıyor, şu sıralar Kore dizilerine geri dönmek istiyorum ama o hissiyatı tam yakalayamadım.
Onun haricinde herkes gibiyim. Genel yazar davranışları vardır. Mesela, kahveye ve müziğe bayılanlar, sessiz sakin olanlar, soğuk olanlar ve insanlara güvenemeyen ‘cool’ tipler. Ama bana sorarsan ben normal bir Türk kızıyım derim. Ev işleri yapar, annesiyle dışarı çıkar, çay içmeyi sever ve öylesine yaşarım.


2-)2-) Peki ne zamandan beri yazıyorsun, nasıl karar verdin yazmaya?
Seni yazmaya iten sepeler var mıydı?
Sanırım 17 yaşımdaydım. O zamana kadar yazdığım hiçbir şey yoktu. Yani öyle küçüklüğümden beri yazardım diyemeyeceğim. Bir gün insanların bir şeyler yazdığını ve benimde ilgiyle onları takip ettiğimi fark ettim. Bu biraz da hayranlıktı ve dedim ki, bende yazmalıyım. Böyle başladı.
Sebeplerin başında o dönemki sıkıntılar vardı. Yazmak bir kaçıştı.


3-) Kurguları ve karakterleri seçerken ne gibi konulara dikkat ettin?
Kızıl’ın normal hikayedeki karakterler farklı olmasını istedim. Hikayedeki kızlar hep çok sessiz, dikkat çeken, en yakışıklı çocukları elde eden, aşkları hep kolay yaşayan kişilerdi ve biraz Amerikanvari idi bence. Bense Kızıl’ın biraz bize benzemesini istedim, hafif balıketli olmasını, orta boylu ve manken gibi olmamasını tercih ettim. Çok ahım şahım bir güzelliği yoktu ve tek bir yıkanmayla hemen şekil alan doğal saçları da yoktu. Hata yapan, tekrar tekrar rezilliğe düşen, komik, konuşkan, saf ama çok güçlü ve bir o kadar da duygusal bir kızdı. Ayrıca inanılmaz bir sevgi açlığı vardı.
Ateş ise öyle kötü davranan, sigara içen biri değildi. Kadınlara kötü davranmasını istemedim, seven bir karakter olmasını istedim Ateş’in ama o da çok yorgun bir karakterdi. Hata yapan bir erkekti, kolay güvenmeyen ama sevildiğini hissettiği an kafasını başkasını çevirmeyen biriydi. Kızıl’a güvenmesi zaman aldı, inanması ve farklı hissetmesi zaman aldı.
Kurgu ise benim bile anlamadığım bir süreçte gelişti. Aslında başta komik ve eğlenceli bir roman olacaktı ama sonradan yine sade bir kurguya dayanamadım. Ve geçmişin sırlarıyla her bir noktayı donattım. Sanırım sondaki ortaya çıkan sırları buna örnek verebilirim.

4-)Sene yazdıklarının wattpad de ve sosyal paylaşım sitelerinde bu kadar tutulmasının sebepleri nelerdir ?
Bilmem. Ben hayallerimi yazdım, insanlar okumaktan zevk aldı ve zamanla aramızda okuyucu-yazardan daha farklı bir bağ belirdi. Çoğu okuyucumu tanırım, neredeyse hepsinin beğeneceği ve beğenemeyeceği noktaları hesaplarım. Onları sürekli şaşırtmayı severim, bir tek tahminleri tuttuğundan kurguyu değiştiririm.
Bugüne kadar tartıştığım bir iki kişi olmuştur. Onun haricinde ben okuyucularıma saygı duydum, onlarda bana saygı duydu. Birbirimizi kıracak şeylerden çekindik. Onlar bir şey istediğinde söyledi ben dinledim, ben istediğimde ise onlar beni kırmadı. Birbirimize çok şey borçluyuz, ben onlara hayaller konusunda ve sıkıntılarından uzaklaşmaları konusunda yardımcı oldum, onlar ise benim hayallerimi okudu ve güzel yorumlar yaparak beni gülümsetti.
En değerlisi buydu.                                                                          

5-)  Seni wattpad de “Yakışıklı Dükün Çirkin Karısı “ adlı hikâye ile tanımıştım. Peki, Sıradaki çıkarmayı düşündüğün kitap bu olabilir mi?
Ah, evet! O hikaye… Ne diyebilirim ki? Ben hariç herkes o hikayeye bayılıyor. Bense okudukça yada ona baktıkça kasvetleniyorum. Tarihi kurgu hele de İngiliz edebiyatını yazmak felaket derece de zordu. En sonunda dayanamayıp erkenden bitirdim ama hala yankıları bitmedi. Kitap olmasını isteyen de, devamını isteyende çok. Ama tek diyebileceğim, büyük konuşmak gibi olmasında, o hikayeyi kitap yapacağımı hiç sanmam.

6-)Biraz kitap hakkında konuşalım.  Nasıl ortaya çıktı?
İlk düşündüğümde olaylar daha farklıydı mesela kız, yönetmendi. Sonradan dergi yazarı oldu. İlk başta sadece Ateş’i tavlayacaktık ama sonradan geçmişin sırları her yeri kapladı. Yazdıkça fikirler ortaya çıktı yani. Ve bazı olayları arkadaşım Filiz ile konuşup öne aldığımız ya da daha geri atıp çıkardığımız da oldu. Bana oldukça yardımcı oldu.

7-)Yazarken en çok nelere dikkat ettin? Önceliklerin neler oldu?
Betimleme. Benim betimleme eksiğim olduğunu düşünüyorum. Yani olayların akışına öylesine kaptırıyorum ki kendimi sonradan “Acaba betimleme yaptım mı?” diye sorarken buluyorum. Bir de olayların sürekli heyecanını korumasına ve gizemin iyi sürdürülebilmesine dikkat ettim.

8-) Kitabın Adı ilk bakışta bende içeriğinin günlük gibi mi diye düşündürmüştü .
Aslında bir hikaye. İçinde aşkında acının da ihanetin ve sırların bulunduğu.
Kısacası sorum kitabın adını değiştirmeyi hiç düşündün mü?
Çok düşündüm. Hatta bir ara değiştirmiştim bile ama sonradan okuyucular illa eski ismini isteyince bende öyle kalması gerektiğini düşündüm.


9-) Hangi tarz kitaplar okuyorsun? Hangi yazarları okumayı tercih ediyorsun? Kitap alırken dikkat ettiğin noktalar neler?
Fantastik kitaplara bayılırım. Genellikle fantastik okuyorum, bir de akıl oyunu olan kitapları severim. Son zamanlarda Böğürtlen Kışı’nı tavsiye ettiler. Sonu çok şaşırtıcı demişlerdi ama hikayede o olabilecek tek kişi vardı zaten. Onun haricinde kitaplarda sanırım kapağa dikkat ediyorum J

10-)Ve ankete geçmeden önce son sorum ise kitap okumak ve yazmak senin için ne ifade ediyor?
İlk yazmaya başladığımda anneannem felç geçirmişti. Çok zor ve kalabalık bir dönemdi. Kavgaların ve hastane ortamının hiç bitmediği anlarda, o kadar kötüydüm ki, beni kurtaracak bir şeye ihtiyacım vardı. Uzaklaşacağım bir dünya yakalamak istiyordum ve bu dünyayı sonunda yazmakta buldum. Aylarca her gün yazdığımı hatırlıyorum, çok harika bir duyguydu. Kafam sadece kurgularım ile doluydu. Karakterlerim rüyamda cirit atıyordu ve sorunlar daha az acı verici görünüyordu. Yazmak bir kaçış benim için, bir rahatlama ve arınma yolu.


- En son okuduğun kitap? Ejderin Tutkusu.
-En sevdiğin şarkıcı ve şarkı? İki Küçük Kol Düğmesi ~ Barış Manço.
- En sevdiğin kitap ve film? Ateşböceği Yolu ~ Desperado.
Kitabınız elinizdeyken bir resminizi gönderir misiniz?
He şey için çok teşekkür ederim.

Ben çok teşekkür ederim ama elimde hala bir kitap yok. Bir resim borcum olsun J





"BU GÜZEL RÖPORTAJ İÇİN DEĞERLİ YAZARIMIZ DENİZ ÇALIŞKAN'A ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ"

1 yorum:

  1. Deniz yine herzamanki Deniz :D Bence bir ilham kaynağı; hikayede de kendisinde de gördüğümüz gibi, herkes özeldir.Evet Kızıl normal bir türk kızıydı ama özeldi.Deniz'se normal bir üniversite öğrencisi ve hala özel.Herkesin bir şeyler yapabilceğini kanıtlayarak bana ilham verdiği için onu çok seviyorum ve tabiki bu röpörtaj içinse size çok teşşekür ediyorum :D

    YanıtlaSil

BLOG DESIGN BY KRİSTALKİTAP