DENİZ
ÇALIŞKAN –ERKEKLERİ TAVLAMA GÜNLÜĞÜ
RÖPORTAJ
1-)
Her röportaj da klasik olan soru ile başlayalım.
Deniz Çalışkan kimdir, günlük
hayatında neler yapar?
Deniz kim? Kendini tanımayan biri
değilim ama anlatamayanlardan olduğum doğrudur. Tam bir ev kızıyım sanırım,
evde kalmak bazen çok dinlendirici; özellikle de üniversite de geçen yoğun bir
yılın ardından. Kore dizileri, animeler ve filmler izlerim. Son zamanlar Yeşilçam’a
da kafayı biraz taktım. Kitap okuduğum bir ara oluyor, tiryaki gibi sürekli
okuyorum. Günlük bir kitap bitiyor ve bunlar 600 sayfadan aşağı olmuyor. Sonra
duruluyorum ve kitaplar rafa kalkıyor. Filmler ve animeler başlıyor, şu sıralar
Kore dizilerine geri dönmek istiyorum ama o hissiyatı tam yakalayamadım.
Onun haricinde herkes gibiyim. Genel
yazar davranışları vardır. Mesela, kahveye ve müziğe bayılanlar, sessiz sakin
olanlar, soğuk olanlar ve insanlara güvenemeyen ‘cool’ tipler. Ama bana
sorarsan ben normal bir Türk kızıyım derim. Ev işleri yapar, annesiyle dışarı
çıkar, çay içmeyi sever ve öylesine yaşarım.
2-)2-) Peki ne zamandan beri yazıyorsun, nasıl karar verdin
yazmaya?
Seni yazmaya iten sepeler var
mıydı?
Sanırım
17 yaşımdaydım. O zamana kadar yazdığım hiçbir şey yoktu. Yani öyle
küçüklüğümden beri yazardım diyemeyeceğim. Bir gün insanların bir şeyler
yazdığını ve benimde ilgiyle onları takip ettiğimi fark ettim. Bu biraz da
hayranlıktı ve dedim ki, bende yazmalıyım. Böyle başladı.
Sebeplerin
başında o dönemki sıkıntılar vardı. Yazmak bir kaçıştı.
3-) Kurguları ve karakterleri seçerken ne gibi konulara dikkat
ettin?
Kızıl’ın normal hikayedeki karakterler
farklı olmasını istedim. Hikayedeki kızlar hep çok sessiz, dikkat çeken, en yakışıklı
çocukları elde eden, aşkları hep kolay yaşayan kişilerdi ve biraz Amerikanvari
idi bence. Bense Kızıl’ın biraz bize benzemesini istedim, hafif balıketli
olmasını, orta boylu ve manken gibi olmamasını tercih ettim. Çok ahım şahım bir
güzelliği yoktu ve tek bir yıkanmayla hemen şekil alan doğal saçları da yoktu.
Hata yapan, tekrar tekrar rezilliğe düşen, komik, konuşkan, saf ama çok güçlü
ve bir o kadar da duygusal bir kızdı. Ayrıca inanılmaz bir sevgi açlığı vardı.
Ateş
ise öyle kötü davranan, sigara içen biri değildi. Kadınlara kötü davranmasını
istemedim, seven bir karakter olmasını istedim Ateş’in ama o da çok yorgun bir
karakterdi. Hata yapan bir erkekti, kolay güvenmeyen ama sevildiğini hissettiği
an kafasını başkasını çevirmeyen biriydi. Kızıl’a güvenmesi zaman aldı,
inanması ve farklı hissetmesi zaman aldı.
Kurgu
ise benim bile anlamadığım bir süreçte gelişti. Aslında başta komik ve
eğlenceli bir roman olacaktı ama sonradan yine sade bir kurguya dayanamadım. Ve
geçmişin sırlarıyla her bir noktayı donattım. Sanırım sondaki ortaya çıkan
sırları buna örnek verebilirim.
4-)Sene yazdıklarının wattpad
de ve sosyal paylaşım sitelerinde bu kadar tutulmasının sebepleri nelerdir ?
Bilmem.
Ben hayallerimi yazdım, insanlar okumaktan zevk aldı ve zamanla aramızda
okuyucu-yazardan daha farklı bir bağ belirdi. Çoğu okuyucumu tanırım, neredeyse
hepsinin beğeneceği ve beğenemeyeceği noktaları hesaplarım. Onları sürekli
şaşırtmayı severim, bir tek tahminleri tuttuğundan kurguyu değiştiririm.
Bugüne
kadar tartıştığım bir iki kişi olmuştur. Onun haricinde ben okuyucularıma saygı
duydum, onlarda bana saygı duydu. Birbirimizi kıracak şeylerden çekindik. Onlar
bir şey istediğinde söyledi ben dinledim, ben istediğimde ise onlar beni
kırmadı. Birbirimize çok şey borçluyuz, ben onlara hayaller konusunda ve
sıkıntılarından uzaklaşmaları konusunda yardımcı oldum, onlar ise benim
hayallerimi okudu ve güzel yorumlar yaparak beni gülümsetti.
En
değerlisi buydu.
5-) Seni wattpad de “Yakışıklı Dükün Çirkin
Karısı “ adlı hikâye ile tanımıştım. Peki, Sıradaki çıkarmayı düşündüğün kitap
bu olabilir mi?
Ah,
evet! O hikaye… Ne diyebilirim ki? Ben hariç herkes o hikayeye bayılıyor. Bense
okudukça yada ona baktıkça kasvetleniyorum. Tarihi kurgu hele de İngiliz
edebiyatını yazmak felaket derece de zordu. En sonunda dayanamayıp erkenden
bitirdim ama hala yankıları bitmedi. Kitap olmasını isteyen de, devamını
isteyende çok. Ama tek diyebileceğim, büyük konuşmak gibi olmasında, o hikayeyi
kitap yapacağımı hiç sanmam.
6-)Biraz kitap hakkında
konuşalım. Nasıl ortaya çıktı?
İlk düşündüğümde olaylar daha
farklıydı mesela kız, yönetmendi. Sonradan dergi yazarı oldu. İlk başta sadece
Ateş’i tavlayacaktık ama sonradan geçmişin sırları her yeri kapladı. Yazdıkça
fikirler ortaya çıktı yani. Ve bazı olayları arkadaşım Filiz ile konuşup öne
aldığımız ya da daha geri atıp çıkardığımız da oldu. Bana oldukça yardımcı
oldu.
7-)Yazarken en çok nelere
dikkat ettin? Önceliklerin neler oldu?
Betimleme. Benim betimleme eksiğim
olduğunu düşünüyorum. Yani olayların akışına öylesine kaptırıyorum ki kendimi
sonradan “Acaba betimleme yaptım mı?” diye sorarken buluyorum. Bir de olayların
sürekli heyecanını korumasına ve gizemin iyi sürdürülebilmesine dikkat ettim.
8-) Kitabın Adı ilk bakışta
bende içeriğinin günlük gibi mi diye düşündürmüştü .
Aslında bir hikaye. İçinde
aşkında acının da ihanetin ve sırların bulunduğu.
Kısacası sorum kitabın adını
değiştirmeyi hiç düşündün mü?
Çok düşündüm. Hatta bir ara
değiştirmiştim bile ama sonradan okuyucular illa eski ismini isteyince bende
öyle kalması gerektiğini düşündüm.
9-) Hangi tarz kitaplar
okuyorsun? Hangi yazarları okumayı tercih ediyorsun? Kitap alırken dikkat
ettiğin noktalar neler?
Fantastik kitaplara bayılırım.
Genellikle fantastik okuyorum, bir de akıl oyunu olan kitapları severim. Son
zamanlarda Böğürtlen Kışı’nı tavsiye ettiler. Sonu çok şaşırtıcı demişlerdi ama
hikayede o olabilecek tek kişi vardı zaten. Onun haricinde kitaplarda sanırım
kapağa dikkat ediyorum J
10-)Ve ankete geçmeden önce son
sorum ise kitap okumak ve yazmak senin için ne ifade ediyor?
İlk yazmaya başladığımda anneannem
felç geçirmişti. Çok zor ve kalabalık bir dönemdi. Kavgaların ve hastane
ortamının hiç bitmediği anlarda, o kadar kötüydüm ki, beni kurtaracak bir şeye
ihtiyacım vardı. Uzaklaşacağım bir dünya yakalamak istiyordum ve bu dünyayı
sonunda yazmakta buldum. Aylarca her gün yazdığımı hatırlıyorum, çok harika bir
duyguydu. Kafam sadece kurgularım ile doluydu. Karakterlerim rüyamda cirit
atıyordu ve sorunlar daha az acı verici görünüyordu. Yazmak bir kaçış benim
için, bir rahatlama ve arınma yolu.
- En son okuduğun kitap? Ejderin Tutkusu.
-En sevdiğin şarkıcı ve
şarkı? İki Küçük Kol Düğmesi ~ Barış Manço.
- En sevdiğin kitap ve
film? Ateşböceği Yolu ~ Desperado.
Kitabınız
elinizdeyken bir resminizi gönderir misiniz?
He şey
için çok teşekkür ederim.
Ben çok teşekkür ederim ama elimde hala bir kitap yok.
Bir resim borcum olsun J
"BU GÜZEL RÖPORTAJ İÇİN DEĞERLİ YAZARIMIZ DENİZ ÇALIŞKAN'A ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ"
Deniz yine herzamanki Deniz :D Bence bir ilham kaynağı; hikayede de kendisinde de gördüğümüz gibi, herkes özeldir.Evet Kızıl normal bir türk kızıydı ama özeldi.Deniz'se normal bir üniversite öğrencisi ve hala özel.Herkesin bir şeyler yapabilceğini kanıtlayarak bana ilham verdiği için onu çok seviyorum ve tabiki bu röpörtaj içinse size çok teşşekür ediyorum :D
YanıtlaSil